10 Aralık 2013 Salı

Kıbrıs'ta Tatil

KIBRIS’TA TATİL
Kıbrıs, tatil günlerinde Türk’lerin tercih ettiği tatil destinasyonlarından birisi.
 
Kıbrıs ile ilgili olarak herkes bir şeyler söylüyor.
Öncelikle, etrafınızda vardır mutlaka, Kıbrıs'ta hiçbir şey yok boşuna gitmeyin diyenler vardır. Kesinlikle aldırmayın. Kıbrıs'ın bildiğimiz gibi tek bir havalimanı var ve erken uçakbileti  alındığında her yere olduğu gibi Kıbrıs'a da gayet ucuza uçak bileti bulabilirsiniz, özellikle de İstanbul ve Adana'dan. Ercan havalimanı İstanbul'a ve ya Ankara'ya göre oldukça küçük ismini de Kıbrıs barış harekatı sırasında şehit olan pilot binbaşı Fehmi Ercan'dan almış. Havalimanından çıkınca Kıbhas dediğimiz Türkiye'deki Havaş benzeri otobüsler var. Onlarla Lefkoşa'ya Girne'ye ya da Gazimağusa'ya gidebilirsiniz. Ben kalacağım yer olan Girne’ye gittim.
Daha sonrada Mağusa’ya geçtim. Mağusa ikiye ayrılmış bir şehir diyebiliriz. Bir Kaleiçi dediğimiz eski ve tarihi yerleşim bir de Doğu Akdeniz Üniversite'sinin olduğu kısım. Zaten DAÜ çok büyük bir kampüse sahip.. Zaten Mağusa'nın o kısmı genel anlamda hep öğrencilere yönelik .
 Kıbrıs'ta Oteller

Kıbrıs'ta bildiğiniz gibi trafik soldan işliyor ve araba kiralamak oldukça yaygın bir durum. Hatta o kadar yaygın ve normal ki kiralık arabaların özel bir plaka sistemi var. Arkası ve önü kırmızı plaka, normal arabaların ise önü beyaz 2 harf ve rakamlar, arkası ise sarı plaka. Trafik yok tabii ki ama insanlar çok saygı trafikte. İstisnalar elbette var ama, örneğin yavaş giden bir arabaya hızlı gitsin diye hiç kimse korna çalmaz ya da kolay kolay sağlamaz. Kaldığım yere yerleştikten sonrasını normal gezi programı dahilinde anlatacağım.

Bilindiği üzere Kıbrıs ilk başta Venediklilerindi. Daha sonra sırasıyla Osmanlı, İngiliz ve oradan da şimdiki durumuna gelmiş. O yüzden adada bu 3 döneme de ait 
çok fazla eser var. Adadaki camilerin büyük bir bölümü de kilise ve katedraldan oluşma camiler. İlk 2 gün mağusada dolandım ve şunu söyleyebilirim Kıbrıs'ın hemen hemen her yerinde deniz Türkiye'de göremeyeceğiniz kadar sıcak ve temiz. Tavsiye ederim deniz tatili için iyi bir seçenek olabilir. 3. gün ailemle gittiğim için arkadaşımla araba kiralayıp Girne'ye ailemin kaldığı otele gittik ve onları aldık. Girne bizdeki Antalya'nın biraz daha küçüğü diyebiliriz. Oldukça benzer bir yapısı var ama Antalya'ya göre biraz daha zengin. Bunu da gerek kumarhanelerden dolayı akan zengin turistlere gerek de Kıbrıs'ın genel zenginliğine bağlayabiliriz. İlk başta göze çarpan aşırı lüks taksiler ve kumarhaneler elbette. Chrysler ve Mercedes S class taksilerden limuzinlere kadar oldukça zengin bir görüntüsü var şehrin. Gayet de güzel bir limanı var gezilebilecek. Ve en pahalı şehri de diyebiliriz Kıbrıs'ın. 

O gün arabayla Mavi köş
k'e gittik. Eski bir rum silah kaçakçısının eviymiş zamanında. Bir çok özelliği var elbette köşkün hemde dudak uçuklatacak ama şimdi anlatmayayım sadece şunu söyleyeyim; köşk Türkiye'ye en yakın konumda bulunuyor ve dışarıyı olduğu gibi görmesine rağmen dışardan görünmüyor hiç. Bu ve buna benzer çok ilginç şeyleri bulabilirsiniz orada internetten araştırma yaparsanız nasıl bir şey olduğunu hakkında birazcık fikir sahibi olabilirsiniz. Giriş ücreti çok düşük şu an tam hatırlamıyorum ama kayda değer bir şey değil. Oradan şehitliklere gittik hep beraber. 
Barış harekatı sırasında kullanılan eski arabaları eski eşyaları gördük. Oradan da Lefkoşa'ya gittik.
Lefkoşa Girne'ye ve Mağusa'ya göre oldukça kötü.. Ama yinede  görülmesi gereken bir yer.r. Biz ilk gittiğimiz gün Yiğitler Burcu Parkı'na gittik. Oranın özelliği belki de dünyada tek olan bir durumun olması. Bir şehrin ortasından sınır geçmesi ve bundan dolayı karşı tarafın çok net görülmesi durumu var. Size şöyle anlatayım park yukarıda sonra tel örgü var 10 metre aşağısı Rum kesimi.
Kıbrıs’ta para birimi olarak Türk Lirasi kullanılıyor. Turistik açıdan gezip görülmesi gereken bir yer. Kumar tutkunu olanlar içinde bir çok otelde  oyun salonları mevcut. Oteller, tek kelimeyle görülmeye değer.